Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Şahap Kavcıoğlu, TCMB’nin 91’inci Olağan Genel Kurul Toplantısı’nın açılış konuşmasında, fiyatlama davranışları ve enflasyon beklentilerindeki yumuşama ile enflasyonda kalıcı düşüşün sağlanacağını söyledi.
Uzmanlar tabloları detaylı inceledi.
TCMB Lideri Kavcıoğlu, fiyatlama davranışları ve enflasyon beklentilerindeki yumuşama ile enflasyonda kalıcı düşüş sağlanacağını söyledi.
Pandemi ve savaş gündemine de değinen Kavcıoğlu, enflasyonun bu gündemlerle zirveye ulaştığına değindi. Türkiye ekonomisinde ‘kesintisiz büyüme’ vurgusu yapan Lider Kavcıoğlu, 2022’nin ikinci yarısında zirve görmesine rağmen enflasyonun ana eğiliminde kademeli normalleşme sürecinin başladığını söyledi.
Liraizasyon Stratejisine de değinen Şahap Kavcıoğlu, fiyatlama davranışlarının ve enflasyon beklentilerinin bu yönde yumuşamasıyla enflasyonda kalıcı düşüş sağlanacağını söyledi.
Faiz indirimleri yoluyla finansal istikrar ve fiyat istikrarına yönelik risklerin kontrol altına alınması amacıyla makroihtiyati politikanın “hedef kredi” yaklaşımı çerçevesinde güncellendiğini belirtti.
Hedeflenen kredilerde ihracat ve ithalat ikamesi mallar için 2 yıl anapara geri ödemeli ve 10 yıla kadar vade ile taahhütlü avans kredisi faaliyetine de değindi. 67 ilde 740 sanayi ve turizm yatırımına toplam 111,47 milyar TL yatırım taahhütlü avans kredisi (YTAK) tahsis edildiğini açıkladı.
Ayrıca rezervlerin 2021 sonunda 111 milyar dolardan 2022 sonunda 1128,8 milyar dolara ulaştığını belirtti.
Kavcıoğlu’nun “enflasyonda düşüş” söylemi sosyal medyada da dikkat çekti.
Ekonomistler nezdinde vatandaşların ilgisini çeken “gerileme” kavramı sorgulandı.
Fiyatlardaki artışın devam etmesi hayatı zorlaştırmaya devam etti.
Uzman, Kavcıoğlu’nun enflasyondaki düşüşle ilgili açıklamasını böyle yorumladı.
Sayısal verilerde güvenilir olan incelemelerini (@e507) listeledi. MB’nin 786 gros ton altın stokunun 34 tonu kendi kasasında, 214 tonu İngiltere’de, 538 tonu BİST’te tutulduğunu açıkladı.
Döviz rezervinin 50 milyar doları vadesiz mevduatta bulunurken, bu bedelin yaklaşık yarısının takas parası, kalanının ise bankaların zorunlu karşılığı olduğu düşünülebilir. Kısacası yapısal olarak “dolar kısa, altın uzun” yapının devam ettiği belirtiliyor.
Merkez Bankası’nın ortaklık yapısında da görüleceği üzere herhangi bir değişiklik olmayıp, kârı Hazine’ye aktarılmaktadır.
Kârlılığının değersiz olduğu belirtilirken, 328 milyar TL’lik kur farkı gideri “değerleme” tarafında kaldı ve gelir/gider tablosuna aktarılmadı. Dikkat çeken kısım ise bankalardan alınan komite gelirlerinin 0,3 milyardan 15,9 milyara çıkmış olması.
Merkez Bankası’nın karının dağıtımında kalan kısım, 30 milyar TL’lik hisse senedi tahsis edildiğinde kademeli olarak Hazine’ye ödenecek.
Eski Merkez Bankası çalışanı gazeteci Uğur Gürses KKM’ye dikkat çekiyor.
Yine eski Başekonomist Prof. Dr. Ali Hakan Kara’nın KKM ile ilgili analizi üzerine çok sayıda yorum var. ?
KKM’nin servet transferine değinen uzmanlar,
Bu maliyeti kimin, neden ve nasıl karşılayacağını uzun uzun anlatmıştı.
Yine de ekonomistler eleştirilerini yinelerken,
Herkesin bilmesi gereken kısımların altını çizmeyi ihmal etmedi.
?
?
?
KKM’nin maliyetine ek olarak, dövizi istikrara kavuşturmak için rezervlerin düşürülmesi enflasyonu engelleyemedi.
Bunlar sıkıntıların devam etmesine neden olmaya devam ediyor. Ne düşünüyorsun? Yorumlarda buluşalım.
